TEB Başkanı ESKON’da konuştu
Erdoğan Çolak, Eskişehir Eczacı Odası Gençlik Komisyonunun Düzenlediği ESKON’da merak edilen sorulara cevap verdi
Türk Eczacılar Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak, son yıllarda ilaç fiyatlarının aşağı çekilmesini eleştirerek, “Şuanda 36 ilacın üretimi yok.
Yaklaşık 140 kalem ilaç da bulunamıyor. Topladığınıza yaklaşık 200 kalem ilaç piyasada yok, bu önemli bir şey” dedi.
Eskişehir Eczacı Odası Gençlik Komisyonu tarafından düzenlenen ESKON 2014 9. Bölge Eczacılar Odası Ulusal Öğrenci Kongresi’nde konuşan Genel Başkan Erdoğan Çolak, bir oturumda yaptığı konuşmada ilaç ekonomisi, eczacılık fakültesi mezunu öğrencilerin geleceği, eczacılık mesleğinin geleceği ve ilaç pazarı gibi konulara değindi.
Kişinin eczacılık fakültesini bitirip eczane açılan andan itibaren kendisini sorun yumağının içine uyanmış hissettiğini belirten Çolak, “Bu sorunların çözümü noktasında bir alternatif çözüm noktası geliştiremediğimizde kendi meslektaşlarımızı, sistemi, sağlık sisteminin suçlamaya başlıyoruz. Özellikle mesleğe yeni başlayan arkadaşlarımız, içinde bulunduklar sistemi ya da örgütü suçlamaya başlarlar. Örgüt kolay bir iş değil. Bizim yapmamız gereken, diyalektik çerçeve içinde bu işleri nasıl çözeriz perspektifini geliştirmek olmalıdır. Özellikle gündelik sorunları gelecek perspektifiyle yoğuramazsak, özümseyemezsek ve çözüm notasında geliştiremezsek çözümün bir parçası olamayız ve daha çok çözümsüzlük noktasında sorunlar yaşamaya başlarız. Onun için gelecek vizyonumuzun olması son derece önemli. Eczacılar olarak gelecek vizyonumuz, şu zemin üzerinde yükselmek durumundadır; insanlığın sağlık ve esenliğini artırmak, halk sağlığını koruyup güçlendirmek, evrensel, eşitlikçi, sürdürülebilir, yüksek kaliteli, yenilikçi ve insan odaklı bir sağlık sistemi oluşmasında eczacıyı birinci sırada sağlık hizmetinin ön elemanı olarak görmek, merkeze koymak ve eczacının vazgeçilmezliğini kanıtlamak olmalıdır. Böyle bir vizyonun 3 ayaklı olduğunu unutmamamız gerekiyor. Vatandaş yararı, kamu yararı ve eczacı yararı. Bu 3 perspektifte vatandaş yararı halk sağlığı noktasında, kamu yararı işin ekonomi noktasında, eczacı yararı eczacının geleceğe kalması boyutunda birbiri içerisinde ayırmadan birbiriyle kenetleyerek yol almamız lazım” dedi.
İLAÇ SEKTÖRÜ DÜNYAYI SIRTINDA TAŞIYAN ÜÇÜNCÜ BÜYÜK SEKTÖR
İlaç ekonomisinin önemine değinen Çolak, “İlaç ekonomisi önemli bir şeydir. Bugün ilaç alanını belirlenmesi noktasında işin ekonomi boyutu asıl belirleyici noktaya taşınmıştır. Diğeri ise ilaç teknolojisidir. İlaç sektörü dünyayı sırtında taşıyan üçüncü büyük sektördür. O yüzden önemlidir. Çünkü ilaç, insanlık var oldukça hastalığın var olacağı düzleminden, hastalık var oldukça onun tedavi gücü olan ilacın da var olacağını söylemektir. İnsanlık varsa hastalık var, hastalık varsa ilaç var ve o ilacın sahibi olan eczacı var. Böyle bir süreci değerlendirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla bugün eczacıya ihtiyaç var, gelecekte de olacak” diye konuştu.
“Önümüzdeki süreçte hükümetten gördüğümüz ve beklenen şey, ilaç ve sağlık üzerindeki baskının ekonomik anlamda artmasıdır” diyen Çolak şunları kaydetti:
“Dünyada ülkelerde tüm nüfus yaşlanıyor ve yaşlılıkla birlikte yaşama süresi uzuyor. Kronik hastalıklar ve dejeneratif hastalıklarda artış söz konusu. İnsanların sağlığa bakım talebi artıyor, sağlık hizmetlerinin sunumu çeşitleniyor. Aynı zamanda hizmete erişim kolaylaşıyor. İlaç teknolojisindeki gelişim, yenilikçi ve inovatif ilaçların daha çok kullanılmasını beraberinde getiriyor. Gelişmekte olan pazarlar hızla büyüyor. Tüm bu nedenlerle sağlık, ilaç harcamaları giderek artıyor. Bunun karşısında kamu sağlık otoritelerince ilaç harcamaları noktasında reçeteye baskı artıyor. Sosyal güvenlik sistemler, sağlık ve ilaç harcamalarını kontrol altına almaya çalışıyor. Yeni ödeme kuralları sürekli değişiyor. Önümüzdeki süreçte de hükümetten gördüğümüz ve beklenen şey, ilaç ve sağlık üzerindeki baskının ekonomik anlamda artmasını bekliyoruz. 2005 yılından bu yana ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ adı altında sağlık ilaç alanı tasarruf edilebilecek bir alan olarak düzenlenmiş ve sürekli yeni uygulamalarla bu alan daraltılmıştır. İlaç fiyatları sürekli düşmektedir. 2005’den bu yana tam 300 kez ilaç fiyatları düşmüştür. Referans ilaç, referans fiyat, referans ülke gündeme gelmiştir ve bu nedenle 2003’lü yıllarda 70-80 TL olan ilaçlar bugün 5-6 TL civarındadır ve eczacı karları da yüzde 18’ler civarına gelmiştir. Bunları topladığımızda önemli bir baskı alanı oluştuğunu görüyoruz.”
“YAKLAŞIK 200 KALEM İLAÇ PİYASADA YOK”
Dünya genelindeki ilaç pazarı hakkında bilgi veren Türk Eczacılar Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak, “İlacın genel olarak dünya üzerindeki olayına bakarsak bugün 1 trilyon Dolar ilaç pazarı var. Önümüzdeki yıllarda bu ilaç pazarının 200 milyar Dolar artması bekleniyor. Yani pazar genişleyecek ve genişlemeye devam edecek. Bugün dünyada 270 milyar Dolar olan jenerik ilaç pazarı, önümüzdeki yıllarda 430 milyar Dolar seviyesine gelecek. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), pazarın yüzde 41’ine sahip. Gittikçe daralacak Avrupa Birliği (AB) ile beraber, yani gelişmiş ülkelerde bu pazar daralacak, gelişmekte olan ülkelerde ise bu alan yükselecek” şeklinde konuştu.
İlaç fiyatlarındaki düşüşlere son verilmesi gerektiğini dile getiren Çolak, “Bu süreç içerisinde eczacılık alanının yaşaması biraz buna bağlı. İlaç fiyatlarının bir yerde düşmesine son verilmesi gerekiyor ama ondan önemlisi halk sağlığı açısından ilacın bulunabilirliği ve alınabilirliğini sağlayacak düzenlemeler önemli. Hükümet son yıllarda ilaç fiyatlarını öylesine aşağı çekti ki, şuanda 36 ilacın üretimi yok. Yaklaşık 140 kalem ilaç da bulunamıyor. Topladığınızda yaklaşık 200 kalem ilaç piyasada yok. Bu önemli bir şey. Eczacılığın yaşaması alanında eczacıya reçete yanında kutu başına da bir bedelin ödenmesi gerekiyor. Mutlaka eczacıların bir meslek hakkına da kavuşması gerekiyor” diye belirtti.