İstanbul Eczacı Odasından Kamuoyuna Duyuru

İstanbul Eczacı Odası ve Türk Eczacıları Birliği arasındaki sorun uzun süredir devam etmekteydi.

Türk Eczacıları Biriğinin İstanbul Ecza Odasına yolladığı yazı ile üyelerinden 500’er TL ‘lik ücret toplanması talep edilmişti.İstanbul Eczacı Odası da bu miktarı fazla bulmuş ve ödemeyeceğini TEB’e bildirmişti.Bunun üzerine gelişen mali anlaşmazlıklar sonucu TEB ve İstanbul Eczacı Odası mahkemelik oldu.

Son yaşanılan gelişmeler üzerine İstanbul Eczacı Odası gelişmelerle ilgili Eczacılık Kamuoyuna bir çağrıda bulundu.İşte o duyuru:

Değerli Meslektaşlarımız,

Bilindiği üzere TEB Merkez Heyeti’nin 6 yılı aşkın süredir devam eden ve yargıya taşınmış olan 2008 yılı Sözleşme bedeli sorununu gerekçe göstererek İstanbul Eczacı Odası’na uyguladığı icra ve haciz işlemlerinin başlangıcından bu yana 7 ay geçmiştir. İstanbul Eczacı Odası tam yedi aydır ekonomik abluka altındadır. Amaç Odamızı işlevsiz hale getirerek üyelerimizin gözünden düşürmek ve direncimizi kırarak tüm haksız saldırılara karşı açtığımız davaları geri çektirmektir. İstanbul Eczacı Odası geçen yedi aylık süre boyunca ekonomik açıdan son derece sıkıntılı bir dönem yaşamış, neredeyse tüm etkinliklerimizi askıya alıp tasarruf adına her türlü önlemi yürürlüğe koyarak öncelikle oda çalışanlarımızın maaşları olmak üzere diğer temel giderlerini ödeyebilmeyi başarmıştır.

Bu arada TEB Merkez Heyeti ile yaşanan sorunları aşmak amacıyla yapılan görüşmeler göstermiştir ki başta Sayın Başkan ve Genel Sekreter olmak üzere yöneticilerin kendi yarattıkları sorunları çözmek gibi bir niyetleri bulunmamaktadır. Bizlerden istenen; attıkları her adımı yanlış da olsa sorgulamadan kabul etmek, kimseye danışmadan aldıkları her kararı koşulsuz yerine getirmektir. Görülen odur ki toplumda giderek yerleştirilmeye çalışılan biat kültürü anlayışı Türk Eczacıları Birliği Yönetiminin de temel politikası haline gelmiştir.

TEB Yönetiminin, sürmekte olan davaların sonucu çıkacak yargı kararlarını beklemeden yıllarca süren mutabakatı yok sayarak kendi hesaplarına göre oluşan borçlarımızın tamamının ödenmesini ve aidat, yardımlaşma sandığı borçları olan Kamu, Sanayi ve işsiz üyelerimizin yanı sıra Eczacılık Fakültelerinde görev yapan Öğretim Üyelerinin neredeyse tamamının silinmesini talep etmeleri nasıl bir Eczacı Odası hayal ettiklerinin göstergesidir. Onlar için eczacının paralısı makbuldür. Bizzat kendilerinin dile getirdikleri gibi üyelik aidatlarını zamanında yatırmayanın bu meslek örgütüne faydası olamaz hemen üyelikten silinmesi gerekmektedir.

Ayrıca TEB Merkez Heyetinin değerli Yöneticileri bizlerin borçlu olan üyelerimizi derhal silmemizi yeterli bulmayarak, kayıtlarını sildiğimiz bu üyelerimizi yeniden kaydetmememiz için bizlerden vadesi 2015 yılı Ağustos ayı olan yeni bir teminat çeki talep etmişlerdir. Bu talep değerli Yöneticilerimizin tüm uyarılarımıza rağmen ısrarla sürdürdükleri ithal ilaç hizmetinden elde ettikleri gelirle devasa bir ticari şirket haline getirdikleri Türk Eczacıları Birliğini tefeci bir anlayışla nasıl yönettiklerini ortaya koymaktadır.

Oysa bir meslek örgütünün gücünü üyelerinden alır. Üyelerini paralı ve parasız diye ayırarak ve aidatlarını ödemeyenleri örgütlü yapının dışına çıkararak gücünü bölemez. Birliğimiz bir holding anlayışı ile yönetilemez. Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı Odaları bu güne kadar mücadelelerini üyelerinden aldıkları güçle sürdürmüşler ve bu özellikleriyle toplumda saygınlık kazanmışlardır. Örgütlü gücümüzü oluşturan üyelerimiz kamu, sanayi, eczane eczacısı, öğretim üyelerimiz ve üniversite öğrencilerimiz bir bütündür. Bu bütünün parçalarından herhangi birini gerekçesi ne olursa olsun tasfiye etmek mesleğimize büyük zarar verir. Bir meslek örgütünün saygınlığı parayla, arkasında yer alan örgütlü gücü ile ölçülür. Türk Eczacıları Birliği bu dayatmalarıyla toplumdaki saygınlığımızı tartışılır hale getirmektedir.

Böylesine ciddiyetten uzak mesleki saygınlığımızı tehlikeye atan tehlikeli bir anlayış elbette ki bizler tarafından kabul edilemezdi, etmedik.

Değerli meslektaşlarımız; hem 2008 Yılı Sözleşmelerinin 500 TL den satılarak üyelerimizin mağdur edilmesine hem de eczane eczacıları dışında kalan üyelerimizin Yardımlaşma Sandığı üyeliklerinin zorunlu olmaktan çıkarılmasına yönelik açtığımız davalar devam etmektedir. Ancak ülkemizde geçtiğimiz yakın süreçte özellikle yargıda yaşanan büyük deprem ve sonrasında yapılan yeni atamalar nedeniyle sürmekte olan bu davaların bitme süreleri ne yazık ki tahmin bile edilememektedir.

2014 yılının sonuna yaklaştığımız süreçte, bu güne kadar siz değerli meslektaşlarımıza hissettirmeden çözmeyi başardığımız ekonomik sorunlarımız bugün İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu için taşınamaz bir noktaya gelmiştir. Personel maaşlarımızın zamanında ödenebilmesi ve zorunlu ödemelerimizin kesintisiz yapılabilmesi için üyelerimizin desteğine ihtiyacımız vardır.

Geçtiğimiz Eylül ayında yapılan İstanbul Eczacı Odasının 2014 yılı Seçimsiz Mali Kongresi’nde, meslektaşlarımız tarafından Yönetim Kurulumuza 2008 yılı Sözleşme Bedelinin eksik alınan 250 TL tutarındaki fiyat farkının üyelerimizden toplanması ve toplanma biçiminin belirlenmesi konusunda yetki ve sorumluluk verilmiştir.

Yönetim Kurulu olarak Türk Eczacıları Birliğinin Sayın Yöneticileri tarafından Odamıza uygulanan ekonomik ablukayı siz değerli meslektaşlarımızın desteği ile kıracağımıza inanıyoruz.  2008 yılında sözleşme alan meslektaşlarımızın 2008 yılı Sözleşme bedelinden arta kalan 250 TL tutarındaki fiyat farkını olabildiğince kısa sürede Oda Merkezimize veya Bürolarımıza yatırmaları bizlere güç verecektir.

İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu olarak mesleğimize, meslektaşlarımıza gelecek her türlü saldırı ve antidemokratik uygulamaya karşı bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlerden aldığımız destekle kararlılıkla mücadele edeceğiz.

Saygılarımızla.