Nedir Bu Tükenmişlik Sendromu?
Ruhsal bir bozukluk olarak adlandırılmayan tükenmişlik sendromu ortaya çıkması yaşam şartlarına ve kişilerin karakterine göre ortaya çıkabiliyor
Ruhsal bir bozukluk olarak adlandırılmayan tükenmişlik sendromu ortaya çıkması yaşam şartlarına ve kişilerin karakterine göre ortaya çıkabiliyor. Bazı kişilik yapılarında çok daha kolay bir şekilde ortaya çıkan bu rahatsızlık sıklıkla da depresyonla karıştırılabiliyor. Hem depresyonun hem de tükenmişlik sendromunun belirtileri birbirine oldukça benzediği için aslında benzetmek de son derece normal. Ancak her iki rahatsızlık arasındaki en büyük fark tükenmişlik sendromu belirtileri arasındaki belki de en önemli detayda gizli aslında. Tükenmişlik sendromu ile mücadele eden bir kişi, içerisinde bulunduğu ortamdan uzaklaştığında, kaçtığında yani farklı bir ortama geçtiğinde duygulanımı değişerek, düşen yaşamsal fonksiyonları tamamen normale dönebilir. Bu nedenle kimi zaman yaşadığı hayattan çok fazla bunalarak uzaklaşma isteyen insanların aslında tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kalmış olmaları son derece olağan.
Tükenmişlik sendromu kişinin sahip olduğu idealleri ve hayalleri ile temel yaşamsal fonksiyonlarını devam ettirme iç güdüsü arasında sıkışıp kalması sebebiyle ortaya çıkmaktadır ve genellikle kişi artık belirli bir noktadan itibaren kendisi de dahil olmak üzere hiç kimseye yalan söyleyemez. Tükenmişliği kısaca açıklamamız gerekirse, insanların iş yaşamında ihtiyaç duyduğu doyuma sahip olamaması sebebiyle neredeyse tüm yaşamına yayılan, yaşam enerjisinin neredeyse tamamen tükenmesidir. Tükenmiş sendromu genel olarak yoğun bir iş temposu bulunan, sosyal hayatı güçlü olmayan ve son derece hırslı karakteri olan kişilerde daha sık gözlemlenmektedir. Özellikle eğer kişinin çalıştığı kuruma verdikleri ile karşılığında aldıkları birbirini dengelemiyorsa, belirli bir süre sonra tükenmişlik hissi ağır basmaya başlar.
Tükenmişlik sendromu tedavisi için öncelikle hayatın başka alanlarından da keyif almayı öğrenebilmek, sosyal yaşamı canlandırmak, ruhsal ihtiyaçlarımızın da olduğunu kabul ederek bu ihtiyaçları karşılamak adına çalışmalar yapmak gerekmektedir.