Eczacı ne iş yapar? Eczacının Çalışma Alanları
Eczacıların görevi sadece ilacı raftan alıp size vermek değildir peki eczacı kimdir ?
Ecz. Abdülselam Polat yazdı
İlaçların toplanması, hazırlanması, standart hale getirilmesi ile uğraşan sanat ve tabiki bilim dalıdır. Eczacılığın alanına, ilaç olarak kullanılan bitkilerin elde edilmesi ve tıbbi değeri olan kimyevi maddelerin sentezi girmektedir.Ayrıca tıpta kullanılan ajanların analizi ve standartlaştırılması da eczacılığın konusudur. Eczacı ilaçların tablet, kapsül ve ampul gibi çeşitli dozaj ve tiplerde üretiminden sorumludur. Farmakoloji; ilaçlar hakkındaki bütün bilgileri, (hastalıklardaki etki mekanizmaları dahil) ihtiva eden bir bilim dalıdır. Eczacılığın öğrenilmesi için Galenik Farmasi, Farmakoloji, Farmasötik Kimya, Farmakognazi, Sentetik İlaç Kimyası, Toksikoloji gibi bilim dallarının bilinmesi gereklidir.
Eczacılığın tarihi: Eczacılık ilk insan ve ilk peygamber olan Adem (as) ile başlar.Ona kitab gönderilerek, fizik, kimya, tıp, eczacılık, matematik bilgileri öğretildi. Başlangıçta eczacılık hekimlikten ayrı değildi. Bu konudaki ilk bilgiler, M.Ö. 2500 yıl öncesine kadar gitmektedir. Eczacılıkla ilgili eski belgelerden en iyi bilineni Alman George Ebers tarafından okunan Papyrus Ebers’tir. Papirüs üzerine yazılı bu belgeden aşağı-yukarı M.Ö.1550’de, eski Mısırlıların zamanımızda bilinen tabii kaynaklı birçok ilacı bildiğini öğrenmekteyiz. Papyrus Ebers’te 800 formül ve 700 ayrı ilaçtan söz edilmiştir. İslam aleminde de, başlangıçta eczacılık, hekimlikten ayrı değildi. Tabib ile eczacı aynı kişi idi. Eczacılık, botanik, zooloji, minaroloji ve kimya ilmi ile birleşikti. İlaçlar da bitkisel, hayvansal ve madensel idi. Daha sonra terkip yapma mecburiyeti hasıl olunca, kimyasal yapılarını bilmeye ihtiyaç oldu. Müslüman eczacılar şifalı otlardan yaptıkları çeşitli ilaçları, önce hayvanlarda tecrübe ediyor, daha sonra da insanlarda kullanıyorlardı. İlaçların hazırlanmasını, Avrupa’ya, Müslümanlar öğretti. Müslüman tabiblerin büyüklerinden olan Razi, yaptığı ilaçları önce hayvanlar üzerinde tecrübe eder, neticesini inceledikten ve faydalı olduğunu gördükten sonra bu ilacı insanlara tatbik ederdi. Bir defasında saf civanın canlılar üzerindeki tesirini görmek ve incelemek için maymuna saf civa içirdi. Maymun sağa sola hareket etmeye, dişlerini birbirine vurmaya ve ön ayakları ile ağrıyan belini tutmaya başladı. Bir müddet sonra ağrıdan kıvranan hayvancağız, rahatladı ve eski haline geldi. Bu tecrübeden, saf civanın, tam olarak vücuda zararlı olmadığı neticesini çıkardı. Vücüdun bağırsak bölgesinde acılara, elemlere sebeb olsa da, hareket edince saf civanın dışarı atıldığı ve bedenin tekrar eski haline döndüğü bu tecrübeyle anlaşılmış oldu. Müslüman tabipler, yeni bir ilacın kullanılması için yedi şart ileri sürmüşlerdir. İlaç yapılınca, dış tesirlerden, soğuk ve sıcaktan uzak olmak, korunmak. Yapılan ilaç, hangi hastalık için yapılmışsa sadece o hastalığa kulanılmak. Başka hastalıklar için kullanmamak. 3. İlaç, tecrübe edilen hastalığın zıddı olan hastalık üzerinde de denenmelidir. Bazan bir hastalığa doğrudan faydalı olan bir ilaç, başka bir hastalığa dolaylı bir şekilde faydalı olabilmektedir. İlaçtaki kuvvet (tesir) hastalığın kuvvet derecesine denk olmalı. İlacın tesir etmeye başladığı müddet, takip edilmeli ve ne kadar zamanda tesir ettiği tesbit edilerek bilinmelidir. İlacın, hasta üzerindeki etkileri devamlı takip edilmeli, gözlenmelidir. İlacın denenmesi, en son insan bedeninde olmalıdır. Tıb ilmine yaptığı hizmetlerle tanınan İbn-i Sina, ilaç üzerinde de araştırmalarda bulunmuştur. Yukardaki yedi şarta ilaveten, ilaçların özelliklerini bilmek bakımından bazı şartlar da kendisi koymuştur. İlacın rengi, tadı, kokusu, olumlu-olumsuz tesirlerinin bilinmesi gibi hususları açıklamıştır. İlk defa tıbbi müstahzar hazırlayan Müslüman eczacılardır. Çeşitli macunlar, merhemler, yağlar, şuruplar, bantlar, saf sular (oksijen), tamponlar bunlardan bazılarıdır. İlk defa lahanadan tatlı şurubu yapanlar da Müslüman eczacılardır. Sinameki, kafur, misk, Arapların keşfedip kullandığı ilaçlardandır. El-Biruni’nin Kitab-üs Saydala isimli kitabında 850 ilaç, Yunanca ve benzeri dillerdeki isimleri ile beraber yazılıdır.